NAMÂZ-GÂH ÇEŞMESİ : Çeşme Sultan II. Mahmûd Hân tarafından 1831
yılında yaptırılmış, kullarından Devlet Adamı Sadık Rif’at Paşa tarafından
da tarih düşürülmüşdür. Üzerindeki beyitte bu çeşmenin Bostancı derbend köprüsü
için özel olarak yapıldığını yazılmış. Bu tür çeşmeler,
yolcu kervanlarının konakladığı şehirler arası menzil noktalarında ayrıca şehir
içi eğlence yerlerinde bulunan namâz-gâhların (Bu açıkhava ibadethaneleri
genelde seferilerin namaz kılabilmeleri için yapılmış ve yerden 40-50 cm
yüksekliğinde bir veya iki basamakla çıkılan düz alanlardır) civarında abdest
almak, su içmek ve hayvanları sulamak niyetiyle yapılmış çeşmelerdir. Anadolu
yakasında Mihrâbıyla beraber günümüze ulaşabilen nadide namâz-gâh çeşmelerinden
biridir. Ne yazık ki madalyon içinde bulunan tuğradaki “Adlî” mahlası yok olmuş.
“Mahlas” kimi şair yada hatt üstadı Padişah’ın kullandığı takma isimdir.
Tuğra’da “Mahmûd Hân Bin Abdülhamid El-Muzaffer Dâimâ” yazmaktadır. Biraz da
Hatt için konuşalım; Hüsn-i Hatt “Ta’lik” ile yazılmış. Son derece okunaklı ve
güzel bir yazı. Tarihler hicridir.
Baş kısmında,
Bânîsi Mahmûd-ı Adlî Gazî Hân bendesi benna şeref kıl bir ihsân –
1247
Kitâbede,
Bâis-i ihyâ’-yı dehr oldu vücûd-ı
devleti | Kıldı âb-ı cûdun icrâ-yı sû-be-sû Şâh-ı zemân
Ni’met-i Adlî bütün dünyayı dil-sîr
eyledi | Teşne-gâna virdi Hızr himmeti bir taze cân
Cisr-i derbende husûsan yapdı bu nev
çeşmeyi | Nûş idüb âbın duâ’ itsün o Şâha reh-revân
Tarh-ı dil-keş âbıdır mânende-i âb-ı
hayât | Tâk-ı zibâsı müzeyyen hem-çü tâk-ı Âsümân
Cevherîn târih-i dil-cû yazdı Rif’at
bendesi | Kıldı Hân-ı Mahmûd-ı Adlî çeşmeden cûdun revân
Sene 1247
MİHRÂB : Kıble yönünü tayin etmek için camiilerde niş yada
namâz-gâhlarda taş olarak bulunurlar. Hemen çeşmenin sol yanındadır. Taşın üzerine hakkedilmiş kandil Kabe'yi
işaretleme adına yol gösterici ya da rehber olgusunu tasvir etmektedir
Mihrâbın üstünde,
Küllemâ dehale aleyhâ
Zekeriyye'l-mihrâb,
yazmaktadır.
Bu söz, Âl-i İmrân suresi, 37.
Ayetten alınan bir kesittir ve hemen hemen tüm mihraplarda kullanılan bir kaç
sözden biridir. Anlamı, Ne zaman Zekeriyya onun yanına, mabede girse...” dir.
KÖPRÜ : Çeşme üzerindeki beyitte köprü için, “Cisr-i derbend”
diyor. Cisr-i derbend, karakol yada kontrol köprüsü anlamına gelmektedir.
Şimdiki dere bundan yüzyıllar önce bu kadar zayıf ve kokulu akmıyordu (Şimdi
tamamen islah edildi), ziyadesiyle mel’an bir dereydi ve üstündeki bu köprü
Anadolu’dan dersaâdet’e –imparatorluk merkezine- karadan tek geçiş noktasıydı
ve kontrol altındaydı. Bu köprü 18.yy başlarında ikinci kez olarak inşa edilmiş
ve yakınında bulunan karakol binası olmaksızın günümüze kadar gelebilmiştir. Bu
geçiş kontrolü, Bostancı Ocağı’na bağlı Bostancılar tarafından
yapılmaktaydı. Bu görevliler Saray ve şehir içi muhafaza ve inzibatiye
görevlerini yürüymekteydiler. Semte adını veren “Bostancı” sözü buradan
gelmektedir.
EBCED hesabının nasıl yapıldığı aşağıda gösterilmiştir: